Maldivler’e kaç kez gidersem gideyim ilk buluşmamızdaki o büyülenme hissini asla kaybetmeyeceğimi çok iyi anladım. Biletleri tam 1 sene öncesinden almamızın sebebi, bebeğimiz olsa da onu engel olarak görüp eve kapanmamak ve yakın bir yerlere kaçmamak için adeta bir garanti belgesiydi. Bebek öncesinde hijyen koşullarını düşünmeden gittiğimiz yerler en azından bu sene için rafa kalktığından, yeni bir annenin yaşadığı yoğun stresi ancak böyle bir yer alabilirdi. Eskiden Emirates ile Dubai aktarması yapıp 9-10 saatte ulaşabildiğimiz Male artık Türk Hava Yollarının 7 saatlik direk uçuşu ile çok daha kolay gerçekleşebiliyor. Uçak Male sonrası Sri Lanka’nın Colombo şehrine uçtuğundan dileyenler Maldivler sonrası Sri Lanka keşif turuna devam edebilirler. Bebekle gidilir mi diye az yazıp çizmedik fakat daha sonra Hudut ve Sahillerde aşı gerekliliğini görünce başımıza iş açmayalım diyerek vazgeçtik ama aklımız kalmadı değil.
Maldivler, Hint Okyanusu’nda 1192 adadan oluşan bir ülke olmakla beraber Hindistan ve Sri Lanka ile komşudur. Nüfusunun tamamı %100 müslümandır (hatta tamamı Müslüman olan tek ülke diyebiliriz) ve şeriat hükümleri geçerlidir. Başkenti Male, küçük bir ada üzerine konuşlanmış şirin mi şirin bir yer. Maldivlilerin Sri Lanka’dan geldiği söyleniyor, fiziksel özellikleri aynı, tek farkları dinleri. Eskiden Budist olan bu ülkeye Arap bir tüccarın gelmesiyle kendi istekleri doğrultusunda Müslümanlığı seçmişler. Dünyadaki deniz seviyesine en yakın ülke olmakla beraber 100 sene sonra sular altında kalacağı öngörülmektedir. Hatta bunun için şimdiden Avustralya taraflarında toprak satın alıp oraya taşınma planları yaptıkları rivayet edilmekte. Topraklarının tamamı kum olduğundan çok az şey yetişiyor ve sebzeden meyveye her şeyi ithal etmek zorunda kalıyorlar. Denizde balıktan bol bir şey yok, bir de turizm cenneti olduğundan bu ülkede yaşıyorsanız ya balıkçısınızdır ya da bir otelde çalışıyorsunuzdur. Bir de tatlı su problemleri var, genelde çoğu otel suyunu çok pahalı bir yöntem olan denizden arıtma ile sağlıyor. Ülke halkı dağılmış olan mercan adalarında yaşıyor ve bu adalar oldukça küçük yüz ölçümlere sahip olduğundan 5 dakikada tüm adayı dolaşmak mümkün. Bizim adanın yakınındaki bir yerlilerin kaldığı köy adaya gittik ve yaşam standartları tahmin edileceği üzere oldukça düşüktü. Palmiye ağaçlarından yapılmış kulübelerde yaşıyorlar, klima yok, televizyon yok ve en önemlisi tatlı suları yok. Anca yağmur yağacak ve kuyular dolacak. Sosyal anlamda küçücük bir adada ne yapılabilirse onu yapıyorlar ve koca ömürlerini küçücük adalarında geçiriyorlar. Belki de asıl güzel olan hayatı onlar yaşıyorlardır kimbilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder